Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 20-24 Kasım tarihleri arasında yapılacak olan 2.Uluslararası Osmanlı Coğrafyası Arşiv Kongresi öncesinde Sultanahmet meydanındaki Tapu ve Kadastro İstanbul 2.Bölge Müdürlüğü binasında basın toplantısı düzenledi.
2.Uluslararası Osmanlı Coğrafyası Arşiv Kongresinin ana temasının “Tarihin yeniden yazımında arşivimiz” olduğunu belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Kongre çerçevesinde yapılacak değerlendirmelerde tartışılacak konuların başında Lozan, Ortadoğu, Zorunlu göçler ve geleceğin arşivcileri başlıklı konular var. 149 ayrı oturumun yapılacağı, konuların tartışılacağı ve sonunda bir İstanbul deklarasyonun yayınlanacağı bir kongre olacak” dedi.
Kongrede en öne çıkacak konulardan bir tanesinin de Ermeni meselesi olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Özellikle politik hedeflerle meşruiyet arayışındaki odaklar tarihi bir hesaplaşma sahnesine çevirmekten imtina etmemişlerdir. Bunu yaparken de arşivlere tarihe hakikatlere iftira edip, onu değiştirerek sözde bir soykırım meselesini durmadan gündeme getirmektedirler. Yurt dışında bazı ülkeler ve siyasi iradeler lobi faaliyetleri etkisiyle de Türkiye aleyhinde bir karar alıp, sözde bu ermeni soykırımını tanıyarak bizi de köşeye sıkıştırmak istemektedirler. Cumhurbaşkanımız, uluslararası camiaya birçok çağrı yaparak, “Gelin arşivlerimizi açalım. Ne varsa elimizde bilgi belge olarak ortaya dökelim. Sizde ne varsa getirin. Hepsini inceleyelim” dedi. Ama bu çağrıya hiç kimseden ne yazık ki olumlu bir cevap alamadık. Çünkü onlar gerçeğin aydınlanmasını istemiyorlar. Bir algı oluşturdular ve bunu bizim aleyhimizde kullanmak için müthiş bir kampanyaya dönüştürdüler. Aslında bizim yapacağımız bu çalışmalar da bütün belgeler ve bilgiler doğrularla ortaya çıkacak ve atılan iftiralarda herhalde son bulacaktır” diye konuştu.
"Tapu ve kadastro istanbul 2. Bölge müdürlüğü binası müzeye dönüştürülecek"
Bakan Özhaseki, Tapu ve Kadastro İstanbul 2. Bölge Müdürlüğü binasının müzeye dönüştürüleceğini ifade ederek, Osmanlı Devleti'nde araziyle ilgili işlemlerin yapıldığı ve işlemlere ait defter, bilgi, belgenin muhafaza edildiği binanın 2 bölümden oluştuğunu, o döneme has şartları taşıdığını anlattı.
Tarihi binanın, bakanlığın verdiği kararla bundan sonra müze olarak hizmet vermesinin sevindirici olduğunu ifade eden Özhaseki, "Burada vakıf belgeleri, planlar, haritalar, fotoğraflar, zengin bir arşiv yer alacak. 450-500 yıllık defterler var, tüm Osmanlı coğrafyasına ait. Onların hepsinin sergilenceği bir ortam olacak. Cumhuriyet dönemine doğru uzanan birçok belge ve arşiv yer alacak. Mesela Mustafa Kemal Atatürk'e ait Konya'daki 1928 tarihli bir tapu da burada yer alacak." dedi.
Olası İstanbul depremine ilişkin açıklamalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Fay hattının uzaması ve İstanbul açıklarına kadar gelip bir gaz sıkışmasıyla hepimizi tehdit etmesi söz konusu. Bir gerçekliği tespit edip bundan sonra neler yapabileceğimiz hususunu tartışabilmek adına ben bunları söylüyorum. Ufak tefek farklılıklarla birlikte 2030 yılına kadar İstanbul'da büyük bir deprem olacağı beklentisini bütün bilim adamları ifade ediyor. Ara ara bazı hocalarımız hayır bu 2040'ı, 2045 bulacak diyorlar. Allah'tan dileğimiz hiç olmasın ama eğer bir deprem geliyorsa ve bizim kapımızda bekliyorsa bir tehdit varsa bize düşen hazırlıklı olmak. İkincisi de bu deprem hususunda neredeyse bütün hocalarımızın ortak görüşü 7 ve üzerinde olacağı. Biz İstanbul olarak Türkiye olarak bu depreme hazır mıyız? Bize güveni var diyebilecek durumda mıyız? İşte bu konuyu araştırdığımız zaman doğrusu çok iç açıcı manzaralar karşımıza çıkmıyor” dedi.
“Gelecek yasadaki ana mantığımız bina bazlı dönüşümden ziyade alan bazlı dönüşüm”
2012 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla birlikte kentsel dönüşüm yasasının hazırlandığını aktaran Bakan Özhaseki “İnsanların bir evi var siz onu yıkacaksınız yeni bir ev yapacaksınız oraya taşıyacaksınız. Bütün bunların müthiş bir riski var. O yasa sonrasında İstanbul'da birçok yer değişmeye ve dönüşmeye başlar. Bu yasa çıktıktan sonra 5 yıl içinde 1 milyon 100 bin bağımsız birimi ilgilendirecek kararlar almışız. Ortaya çıkan aksaklıkları giderecek şekilde bir yasa hazırladık önümüzdeki günlerde Türkiye gündeminin önüne gelecek. Gelecek yasadaki ana mantığımız şu; bina bazlı dönüşümden ziyade alan bazlı dönüşüm esastır. Bölge bazlı dönüşüm esastır. Bütüncül bir anlayış içerisinde planlama yaparak o işin üzerine ısrarla gitmek esastır. Böyle yaptığımızda yepyeni şehirler ortaya çıkar. Bina bazlı dönüşümlerde ne yazık ki bunları söyleyemeyiz. Yerinde dönüşüm esastır. Eğer bir değişim dönüşüm depreme hazırlık yapacaksak yerinde yapmak doğru. Herkesi aynı mahallesinde hatta mümkünse aynı sokağında, aynı binasının bulunduğu yerde değiştirebilmek ve dönüştürebilmek esastır. Bu sağlayamadığımız yerlerde en yakın yerlerde en yakın mahallelerde güzel semtler oluşturarak insanlara bir alternatif olarak teklif etmek doğrudur. Bütün hesaplarımız yerinde dönüşüm üzerine kurguludur. Her evi yıkılan vatandaşı da mutlaka ev sahibi yapmaya çalışacağız. Depreme dayanıklı hiç bir binayı yıkmaktan bahsetmiyorum” diye konuştu.
Özhaseki, 1,4 milyon metrekarelik alandan oluşan ve üzerinde 7 bin 500 konut bulunan Fatih Sultan Mehmet Mahallesi'nin mülkiyetin bir kısmının İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde, bir kısmının da İTÜ'de olduğunu ancak bazı "mafyatik yapıların" burayı vatandaşlara parayla sattığını kaydederek, burada yerinde dönüşüm yapılacağını, vatandaşlara mahallelerinde ev verileceğini, yüksek katlı yapılar olmayacağını, mevzuata tam uyulacağını, 300 bin metrekarelik sit alanının tamamının korunacağını söyledi.
Fikirtepe'deki sorunlara işaret eden Özhaseki, "Geldiğimiz noktada yüzde 100 arsalarda, parsellerde anlaşma sağlanan 34 ada oluştu. Toplamda 61 ada var. 17 adada yüzde 80-90'larda anlaşma sağlandı, geriye kalanı kanuni mevzuat gereği satın alıp onları da yakında tamamlayacaklar. Neredeyse tam 51 ada orada harekete geçiyor. Sadece yüzde 65'i sağlayamayan 10 ada var. Onlarla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. " dedi.
"İstanbul'a en büyük ihaneti onlar yapmışlar"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum" açıklamasına ilişkin bir soru üzerine Özhaseki, şunları söyledi:
"Belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gördüğü en dobra, en yiğitçe düşündüğünü söyleyen bir devlet adamıyla karşı karşıyayız. Yaptıklarını söylediği gibi, eğer kendisini eleştirmesi gerekiyorsa, mertçe bunu söyleyebilen bir Cumhurbaşkanımız var. Keşke siyasi partilerimizin başındakiler de ara ara kendilerini eleştirseler, yaptıkları hataları insanlara doğruca söyleyebilseler, keşke yalan söylemekten vazgeçseler. Sayın Cumhurbaşkanımız elbette ne söylediğini izah edecektir önümüzdeki günlerde. Ben de kendisiyle konuşmadım, hangi maksatla bunu söylediğini bilmiyorum. Ama anladığımı söyleyeyim. Bu kentin şehirleşmesi ve yapılaşması konusunda hepimizin eleştirisi var. Bu eleştiriler noktasında doğrusu birçok ortak sorumluluk var. 50'li, 60'lı, 70'li, 80'li yıllardan 90'lı yıllara kadar devam eden müthiş bir göç dalgası var. Bu göç dalgası sırasında kimler belediye başkanı? Bugün durmadan Cumhurbaşkanını eleştiren, diline dolayan, bu yiğitçe sözünü ikide bir değişik manalarda kullanan ana muhalefet partisinin temsilcileri dönüp kendilerine baksınlar."
Öğrenciliğinin İstanbul'da geçtiğini, bu kentten hiç kopmadığını anlatan Özhaseki, "CHP'nin burada belediyecilik yaptığı dönemi çok iyi hatırlıyorum, İstanbul'a en büyük ihaneti onlar yapmışlardır. Her taraf kaçak yapıyla, gecekonduyla doldu. Gecekondu masum bir şey, insan gelir evini yapar. Ama plan yapmayarak, altyapısını vermeyerek, onlara hizmet etmeyerek, 'Şuraları hele yapın Allah kerim, bizim adamımız olursunuz, arka bahçemiz olursunuz' mantığıyla yapılan işler bana göre İstanbul'a yapılmış en büyük ihanettir. Bunlar 70'li, 80'li yıllarda yapılmıştır. Son yıllarda sadece siluete bakarak, belki de bu konuda bir özeleştiri yapan Cumhurbaşkanımıza söz söylemek de CHP'nin haddi değildir. CHP eğer bir söz söyleyecekse şöyle bir geçmişine bakacak, İstanbul için yaptıklarını gözden geçirecek." değerlendirmesinde bulundu. Özhaseki, toplantının ardından binanın içindeki Server Dede Türbesi'ni ziyaret ederek tarihi binanın salonunda açılan Osmanlı arşivi sergisini gezdi.