Türkiye'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde çevrenin korunmasına yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında sera gazı salınımları son 4 yılda 87 milyon ton azaltıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, yaptığı açıklamada, Bakanlık koordinasyonunda Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK MAM) tarafından tamamlanan ve geçen günlerde kapanış toplantısı yapılan "Avrupa Birliği Çevre Entegre Uyum Stratejisi'nin (UÇES) Güncellenmesi Projesi" kapsamındaki çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Brüksel'de 21 Aralık 2009'da yapılan Hükümetlerarası Katılım Konferansının 8'inci toplantısında Türkiye için Avrupa Birliği'ne (AB) adaylık sürecinde 12'nci fasıl olarak çevre faslının açıldığını anımsatan Öztürk, bu kapsamda Bakanlık koordinasyonunda uyum ve uygulama çalışmalarının yoğun bir şekilde sürdürüldüğünü bildirdi.
Türkiye'nin, çevre alanında önceliklerin hayata geçirilmesi için sağlanan mali kaynakları ve uyulması gereken esasları tek çatı altında toplayan, UÇES Belgesi'ni 2007'de hazırladığını anımsatan Öztürk, 2007-2023 dönemini kapsayan belgenin Türkiye'nin AB'ye girişi için bir ön koşul olan çevre müktesebatına uyum sağlanmasına ilişkin yapılması zorunlu çevresel iyileştirmeler ve düzenlemelerin neler olacağına yönelik detaylı bilgileri içerdiğini anlattı.
Çevre İçin Yıllık 2,8 Milyar Avroluk Yatırım
Öztürk, söz konusu belge kapsamında birçok alanda strateji belgeleri ve eylem planları hazırlanarak, çeşitli uygulamaların hayata geçirildiğini, proje kapsamında gelecek dönemde ise mevzuat uyumu ve yatırımların güncellenerek yapılacak tüm çalışmaların takibine yönelik izleme ve değerlendirilme yöntemlerinin oluşturulduğunu kaydetti.
Proje kapsamında şimdiye kadarki çalışmaların yatırım miktarları hakkında da bilgi veren Öztürk, "Atık yönetimi, doğa koruma, endüstriyel kirlilik ve risk yönetimi, hava kalitesi, gürültü yönetimi, iklim değişikliği, su kalitesi ve kimyasallar yönetiminin içinde olduğu 9 sektörde yapılan çalışmalar neticesinde çevre başlığı altında 2007-2016 yıllarında yıllık yaklaşık 2,8 milyar avroluk yatırım yapılırken, bu rakamın 2016-2023 yılları arasında yıllık ortalama 6,7 milyar avro olması beklenmekte." dedi.
Geri Dönüşümden Ekonomiye Yıllık 3,5 Milyar Liralık Katkı
Prof. Dr. Öztürk, yürütülen çalışmalar sonucunda bugün 967 atıksu arıtma tesisi üzerinden hizmet sunulan nüfusun toplam belediye nüfusuna oranının yüzde 81'e çıktığını, 84 katı atık düzenli depolama sahası ile bin 95 belediyede 52,4 milyon vatandaşa hizmet verildiğini aktardı.
Belediye atıklarının bertarafı konusunda yürütülen çalışmalar sonucunda, Türkiye'de oluşan atıkların yüzde 11'inin geri kazanıldığını belirten Öztürk, atık sektöründe, geri kazanım faaliyetleri sonucu ekonomiye sağlanan katma değerin yıllık 3,5 milyar lirayı aştığına dikkati çekti. Öztürk, 2023'te bu alanda 100 bin kişinin istihdamı ve yıllık 10 milyar liralık katma değer elde edilmesini hedeflediklerini bildirdi.
- 4 yılda 87 milyon ton sera gazı azaltıldı
Mustafa Öztürk, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele alanındaki küresel çabalara destek vermek amacıyla 2004'te Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne, 2009'da ise Kyoto Protokolü'ne taraf olduğunu, 2010'da İklim Değişikliği Strateji Belgesi, 2011'de de İklim Değişikliği Eylem Planı'nı (İDEP) yayınladığını söyledi.
Paris Anlaşması'na 21 Nisan 2016'da taraf olunduğunu aktaran Öztürk, bu kapsamda Türkiye'nin 2030'da sera gazı emisyonlarında yüzde 21'e kadar artıştan azaltım yapabileceğini bildirdiğini anımsattı. Öztürk, Türkiye'nin ulusal katkısına göre 2030'da 246 milyon ton, 2012-2030 yıllarında ise toplam 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonunu önleyeceğine dikkati çekti.
Öztürk, "Türkiye olarak Bakanlığımız koordinasyonunda sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik yürüttüğümüz uygulamalar sonucunda 2012-2016 yıllarında 87 milyon ton sera gazı azaltıldı." dedi.
Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olarak 2020 sonrası iklim rejiminde Yeşil İklim Fonu gibi uluslararası finans araçlarına ve teknoloji desteklerine erişim sağlama gibi haklı bir talebi bulunduğunu vurgulayan Öztürk, bu talebe yönelik müzakereleri sürdürdüklerini belirtti.
"Kimyasal Kayıt Sistemi'ni Oluşturduk"
Haziranda yayımlanan Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkında Yönetmelik'le de kimyasalların yönetiminde insan sağlığı ve çevrenin en yüksek düzeyde korunması hedeflen bütüncül bir sistem hayata geçirildiğine dikkati çeken Öztürk, şöyle devam etti:
"Yönetmelikle yılda 1 ton ve üzeri miktarlarda kimyasal madde üreten ve ithal edenlerin kimyasallarını kayıt ettirmeleri sağlanacak ve kayıtların Bakanlığımızca değerlendirilmesi sonrası yüksek önem arz eden maddeler izne tabi tutulacak, riskleri yeterince kontrol edilemeyenlerin ise üretimine ithalatına veya kullanımına ilişkin kısıtlamalar getirilecek.
Ayrıca Bakanlığımızdan kayıt numarası almamış olan bir kimyasal madde piyasaya arz edilemeyecek. 2021 yılında başlayacak olan kayıt süreci ile ülkemizde imal, ithal edilen kimyasallar daha kolay bir şekilde izlenebilecek ve kimyasalların çevreye ve insan sağlığına verebileceği olumsuz etkiler kontrol altına alınabilecek."
Bu çalışmalar kapsamında, halihazırda kimyasalların kayıt altına alınmasına ilişkin bir sistemi oluşturduklarını da söyleyen Öztürk, "Bakanlık olarak Çevre Bilgi Sistemi'ne dahil olan Kimyasal Kayıt Sistemi'ni (KKS) oluşturduk. Şu anda aktif olan sistem, Maddelerin ve Karışımların Sınıflandırılması, Etiketlenmesi ve Ambalajlanması Hakkında Yönetmelik kapsamında imalatçılar ve ithalatçılardan sınıflandırma ve etiketleme bildirimlerini almaktadır. Kimyasalların kaydının başlayacağı tarih olan 2021 yılından sonra ise KKS sisteminden kayıtlar da alınacaktır." diye konuştu.